İç Hastalıkları Uzmanlığı
İç hastalıkları uzmanlığı nedir nasıl olmalıdır?
İç hastalıkları uzmanları, erişkinlerin tüm sağlık sorunlarına danışmanlık yapabilecek hekimlerdir.
Türkiye'de maalesef birçok hasta hangi hekime gideceğini bilememektir. Doktor doktor gezmekte, hem maddi hem manevi anlamda ciddi sıkıntılara girmektedir..
Örneğin; göğsünde ağrısı olan bir hasta hemen bir kardiyoloji uzmanına gitmektedir. Oysa göğsü ağrıyan her 10 kişiden sadece birinde kalp problemi olmaktadır, diğer 9 kişinin göğüs ağrısının ayırıcı tanısını en iyi yapabilecek olan iç hastalıkları uzmanıdır (miyalgi, kostakondral artrit, hiatüs hernisi, özafagus tm, akalazia, pulmoner emboli, pnömotoraks, psikosomatik yakınmalar, panik atak... vb).
Göğüs ağrısı olan ve kardiyologa giden bir hastaya, ağrısının kalp ile ilgili olmadığı ve başka bölümlere gitmesi gerektiğini söyleyebilir.
Halbuki iyi bir iç hastalıkları uzmanının böyle bir sözü söyleme hakkı yoktur.
Çünkü göğüs ağrısının hangi sebepten kaynaklandığını mutlaka bulmak ve yol göstermek durumundadır.
İç hastalıkları uzmanı trafik polisi değildir! (günümüzde o hale getirilmiştir. Grip yada nöroz gibi hastalıklara bakmakta veya direkt olarak hastanın isteği üzerine sipariş ilaçları yazmakta, diğer karmaşık hastaları da yan dallara sevk etmektedir). Mümkün olduğu kadar çok hastanın tanısını koymak zorundadır. Akut apandisit tanısı koyar sevk eder, kolon tm tanısı koyar sevk eder, hipofiz tm tanısı koyar sevk eder,cushing hastalığı tanısı koyar sevk eder, akut miyokard infarktüsü tanısı koyar sevk eder, fakat osteporozu sevketmez, hepatik komayı sevk etmez, pulmoner emboliyi sevk etmez, pnomoniyi sevk etmez, hipotiroidi komasını, hipertiroidi krizini sevketmez. Hastane şartları olan bir iç hastalıkları uzmanı bu tür hastalıklara tanı koyabilecek ve tedavi edebilecek şekilde eğitimini almıştır.
Fakat, üzülerek söylüyorum, gerek özel sektör gerekse kamu hastanelerinde, bu tür hastalara iç hastalıkları uzmanları maalesef sahip çıkmayıp (gerek yoğunluktan, gerek grip ve nörozlarla uğraşmaktan, gerekse bu tür ağır hastaların sorumluluğunu almaktan kaçındıkları için) hemen sevk etmeye çalışmaktadırlar.
Özellikle üzüldüğümüz bir konuda şudur; osteoporoz metabolik bir kemik hastalığıdır, kadın doğum hatta ortopedi uzmanları dahi bu hastalara sahip çıkarken iç hastalıkları uzmanları sanki kendilerini hiç ilgilendirmiyormuş gibi hastaları fizik tedavi uzmanına sevketmektedirler. Fakat osteoporoz iç hastalıklarının yan dalları olan endokrinoloji ve romatolojinin ilgi alanına girmektedir. Bu yan dallar ile ilgili ortalama bir bilgiye sahip olan herhangi bir iç hastalıkları uzmanı osteoporozlu hastaların tanı ve tedavisinde zorlanmaz.
Bildiğiniz gibi pulmoner emboli çok atlanan ve bazen ölümle sonuçlanan bir hastalıktır. Klinik olarak tanısı, düşünüldüğü zaman konulabilen bir hastalıktır. Şu an ki tıbbı teknoloji ile (çok dedektörlü pulmoner angio tomografi çekilerek) tanı koymak hiç de zor değildir. Hal böyle iken tıbbi teknolojik imkanların çok fazla olduğu İstanbul'da dahi pulmoner emboli tanıları atlanmaktadır. 31 yıllık meslek hayatımda özel sektör hastanesinde en az 40-50 arası pulmoner emboli tanısı koyup tedavi etmişizdir. Bu arada bir anektodumuda aktarayım; Aynı deneyim süresinde olduğumuz bir iç hastalıkları uzmanı arkadaşımız meslek hayatında hiç pulmoner emboli görmediğini ifade edince ben de ona pulmoner emboli tanısını hiç aklına getirmezsen göremezsin diye cevap vermiştim. Oysa ki bu arkadaşımız özel bir hastanenin acil polikliniğine de bakmaktaydı. Bu da şunu gösteriyor,Pulmoner emboli tanısı konmaz, düşünülür. Düşündükten sonra gerisi kolay.
Buraya kadar anlattığımız şeylerden çıkan, özetle şudur:
Bizler iç hastalıkları uzmanı olarak bölümümüzün gerektirdiği hastalıklara ve hastalara sahip çıkmalıyız.
Hastaya bizim dışımız da global olarak yaklaşacak başka bir bilim dalı yoktur.
Eğer bizler bölümümüze sahip çıkmaz isek pratisyenliği küçümsemiyorum ama pratisyen hekimden hiçbir farkımız kalmaz.
5 yıllık ihtisas ve gece nöbetlerinde çektiğimiz bütün sıkıntılar boşa gider. Türkiye'de iç hastalıkları uzmanları kendi alanlarına sahip olmazsa, inanın bundan en çok zararı hastalar ve iç hastalıkları uzmanları görür. Onun için lütfen mesleğimizin gerektirdiği hastalara ve hastalıklara sahip çıkalım.
Dr. Erhan Özel
İç Hastalıkları Uzmanı